Pandeminin dijital dönüşüme geçişi hızlandırdığını belirten Halıcı Grup Genel Müdürü Dr. Hüseyin Halıcı, kullanan firmaların rekabette avantaj sağlayacaklarının altını çizdi.

“BİRİNCİ PLANDA SAĞLIĞI TUTARAK HİZMET VERİYORUZ”

Çin’in Vuhan kentinde başlayan COVID-19 salgını, küreselleşme ve mobilitenin de yoğun olması sebebiyle 3 ay gibi kısa bir sürede tüm dünyaya yayıldı. İlk olarak sağlığımızı etkileyen bu salgın, aynı zamanda, iş hayatı başta olmak üzere tüm hayatımızı olumsuz olarak etkilemektedir. Bütün dünyayı olduğu gibi ülkemizi de etkileyen bu salgın koşullarında, biz de firma olarak çalışanlarımızın, müşterilerimizin ve iş birliği yaptığımız partner firmalarımızın sağlını ön planda tutuk ve tutmaya devam ediyoruz. Bu doğrultuda ilk günden bugüne kadar gerekli her tür önlemin alınması için gereken maksimum çabayı sarf ettik. Salgın henüz Vuhan kentinde 1000'in altında insanda aktif iken, yayılımın artacağını tahmin ederek, şirket içinde öncelikle el sıkışmayı ve yakın teması yasakladık. Akabinde bir saat olan yemek arasını departmanlar arasında dört farklı zamanda yapılacak şekilde değiştirdik. Bu doğrultuda şirket içi sosyal mesafe kurallarını genişletmek, her katta rahatça ulaşılabilecek şekilde el dezenfektanları yerleştirmek, yemek masalarının aralarının açılması gibi çeşitli önlemler aldık. Bütün bu değişimleri salgın henüz Avrupa'ya bile yayılmamışken uyguladık. Bu şekilde bir süre geçtikten sonra ülkemizde de COVID-19 vakasının görülmesinin akabinde, Sağlık Bakanlığı'nın kararları doğrultusunda hareket etmeye başladık. Bu süreçte ilk olarak, pandemi nedeniyle riskleri azaltmak amacıyla evden çalışma sistemine geçtik. Ancak üretim, lojistik ve muhasebe gibi bölümlerde de dönüşümlü yapıya geçerek, şirkette aynı anda çalışan kişi sayısını yarıya düşürdük. Servis bölümümüz ise, nöbet sistemi ile çalışmaya başladı. İhtiyaç olması durumunda, salgın koşulları da dikkate alınarak, kendimizin ve müşterilerimizin sağlığını ön planda tutarak hizmet verdik ve bu şekilde hizmet vermeye devam edeceğiz. 

“İHTİYACI, DRAMATİK OLARAK ORTAYA ÇIKARDI”

Dijital dönüşümün özelliklerinden biri de mobil çalışma imkanıdır. Salgın nedeniyle evden çalışmaya mecburen başlamış olduğumuz bu durumun, gelecekte dünyamızın normal çalışma şeklinin bu olacağını düşünerek, yeni bir çalışma yapısı oluşturmaya çalışacağız. Diğer taraftan COVID-19 salgını özellikle iş hayatı olmak üzere, sosyal ve kamusal alanları fazlasıyla etkilemiş olup, aslında bizim "dijital dönüşüme" olan ihtiyacımızı dramatik bir şekilde ortaya çıkarmıştır. Esasında 10-15 yıl gibi gelecekte yerleşmesini beklediğimiz dijital dönüşümün, salgın nedeni ile beklenenden çok hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi gereken bir ihtiyaç olduğunu ortaya çıkarmıştır. İşte bu noktada görülmüştür ki, hangi iş kolu ve sektör olursa olsun, dijital dönüşüme ihtiyaç hatta mecburiyet söz konusudur. Diğer bir deyişle, yapay zeka temelli otonom sistemlerin kullanıldığı dijital dönüşümü, sanayi, üretim, hizmet, perakende, finans, sağlık, turizm, kamu hatta sanat gibi alanlarda kullanmak bir zorunluluk haline gelmiştir. Özetle, dijital dönüşüme hızlı bir şekilde geçen ve kullanan firmalar, rekabette avantajlı olacaklardır. Diğer taraftan geleneksel yöntemlerle çalışan firmalar ise, rekabet avantajlarını kaybedeceklerdir.