Yalıtım, Nem ve Rutubet Risklerini Minimuma İndiriyor Yalıtım, Nem ve Rutubet Risklerini Minimuma İndiriyor

Deprem riski yüksek bölgelerde yapı güvenliğini artırmak amacıyla geliştirilen yeni nesil teknolojiler, geleneksel güçlendirme anlayışını geride bırakıyor. Bu alandaki yenilikçi çözümleriyle öne çıkan Fuji Mühendislik’in Teknik Müdürü Zeynel Çalışkan, modern sönümleyici sistemlerin yapısal dayanıklılığı nasıl artırdığını ve neden bu sistemlerin gelecekte daha çok tercih edileceğini anlattı.

Zeynel Çalışkan

FOTO: Fuji Mühendislik Teknik Müdürü Zeynel Çalışkan

Yapılara Akıllı Kalkan: Damper Teknolojisi

Zeynel Çalışkan’a göre, artık yalnızca kolonları sarmak ya da perde duvar eklemek yeterli değil. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de yapı güvenliğinde yeni bir sayfa açılıyor. Bu sayfada “sürtünmeli” ve “viskoz sönümleyici” sistemler başrolde. Çalışkan, “Bu sistemler, deprem enerjisini yapının taşıyıcı elemanlarına ulaşmadan emiyor. Böylece binanın sarsıntıdan aldığı hasar minimum düzeyde kalıyor,” diyor.

Avantajlarıyla Fark Yaratan Yaklaşım

Geleneksel yöntemler zaman, maliyet ve iş gücü açısından önemli yatırımlar gerektirirken; sönümleyici sistemlerle yapılan güçlendirme projeleri, hem uygulama süresini kısaltıyor hem de binadaki yaşamı kesintiye uğratmadan tamamlanabiliyor. “Kolon kesmeden, temel kazısı yapmadan sadece çelik ankrajlarla sisteme entegre edilen damperler, yapının hem estetiğini hem de işlevselliğini koruyor,” diyen Çalışkan, bu çözümlerin özellikle yüksek katlı ofis binaları ve üretim tesisleri için büyük avantaj sağladığını ifade ediyor.

Global Başarı, Yerel Uyum

Fuji Mühendislik’in sunduğu sistemlerin, bugüne dek dünyanın farklı coğrafyalarında birçok kritik projede kullanıldığını söyleyen Çalışkan, sistemlerin büyük depremler sırasında performansını kanıtladığını belirtiyor: “Çözümlerimiz 40 yıla kadar hizmet ömrü sunuyor. Bu da sürdürülebilir bir yapı güvenliği anlayışının temelini oluşturuyor.”

Endüstriyel Yapılar İçin Uyarı

Zeynel Çalışkan, sözlerini şu şekilde noktalıyor: “Yalnızca konutlar değil, sanayi tesisleri de olası depremlere karşı yüksek risk altında. Üretimin durmaması, iş sürekliliğinin sağlanması ve can güvenliğinin korunması için endüstriyel yapıların da modern sistemlerle güçlendirilmesi gerekiyor. Deprem sadece bir doğa olayı değil; hazırlıksız olunduğunda zincirleme ekonomik ve sosyal kayıpların tetikleyicisidir.”