ST Endüstri Radyo’da yayınlanan Depreme Dayanıklı Binalar programına konuk olan Link Yapı San. ve Tic. A.Ş. Pazarlama ve İş Geliştirme Direktörü Arda Karabulut, sismik sınırlama sistemlerinin önemi üzerine çarpıcı açıklamalarda bulundu. Depremde sadece binaların değil, yangın tesisatları, havalandırma kanalları ve büyük cihazlar gibi yapısal olmayan elemanların da ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirten Karabulut, sismik güvenlik önlemlerinin yaygınlaştırılması gerektiğini vurguladı.
Arda Karabulut, sismik sınırlama sistemlerinin yalnızca yapısal elemanlar için değil, yapısal olmayan elemanlar için de büyük önem taşıdığını belirtti. Deprem sırasında birçok yaralanmanın ve maddi hasarın, bina içinde yer alan elektromekanik tesisatların ve büyük cihazların yer değiştirmesi ya da devrilmesi nedeniyle yaşandığını vurgulayan Karabulut, sismik sınırlama sistemlerinin bu tip riskleri minimize ettiğini ifade etti.
Yapısal Olmayan Elemanların Sismik Güvenliği
Karabulut, sismik sınırlama sistemlerinin çalışma mekanizmasını şu şekilde özetledi:
-
Yangın tesisatları, havalandırma kanalları, elektrik ve mekanik sistemler gibi yapısal olmayan elemanların sismik sınırlama sistemleri ile sabitlenmesi, deprem sırasında zarar görmelerini önler.
-
Bu tür elemanların deprem esnasında bina ile birlikte hareket edecek şekilde tasarlanması, bina içinde bulunan insanların güvenli tahliyesini sağlar.
-
Yapısal olmayan elemanların korunması, deprem sonrası oluşabilecek yangın, gaz kaçağı ve büyük ekipmanların yer değiştirmesi gibi ikincil felaketleri engelleyerek can ve mal kayıplarını önlemeye yardımcı olur.
Deprem Bilincinin Yaygınlaştırılması Gerekiyor
Programda, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğinden hareketle, deprem bilincinin toplumun tüm kesimlerine yayılması gerektiği de vurgulandı. Karabulut, yeni yapılan nitelikli binalarda sismik güvenlik sistemlerinin deprem yönetmeliği kapsamında zorunlu olduğunu, ancak eski binalarda bu önlemlerin alınmasının çoğu zaman yatırım maliyetleri nedeniyle ertelendiğini dile getirdi. Bu nedenle, mevcut yapı stokunun da denetim mekanizmalarıyla güçlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Deprem sonrası oluşabilecek ikincil hasarların önlenmesi adına, sismik sınırlama sistemlerinin yalnızca yeni yapılarda değil, mevcut binalarda da yaygınlaştırılması gerektiği ifade edildi. Özellikle sanayi tesisleri, AVM’ler, oteller, hastaneler ve kamu binaları gibi yoğun insan trafiğine sahip alanlarda sismik güvenlik sistemlerinin uygulanmasının zorunlu hale getirilmesi gerektiği programda ele alınan önemli konular arasındaydı.
Son olarak, Arda Karabulut, sismik güvenlik önlemlerinin sadece yapı sektöründe değil, toplumun her kesiminde yaygınlaştırılması gerektiğini ve bu konuda eğitimlerin küçük yaşlardan itibaren verilmesinin önemini vurguladı.