Binaların inşasında uygun proje ve denetimlerin yanı sıra nitelikli ısı yalıtımı da kritik bir rol oynuyor. 1-7 Mart Deprem Haftası dolayısıyla açıklamalarda bulunan Baumit Türkiye Teknik Müdürü Meltem Bayraktar San, yalıtım malzemelerinin dış etmenlere karşı binanın direncini artırarak, deprem sırasında yapısal bütünlüğün korunmasına katkı sağladığını belirtiyor. Ayrıca, ısı yalıtımının binalarda nem, yoğuşma ve korozyon gibi sorunların önüne geçerek yapının sağlam kalmasına önemli bir destek sunduğunu vurguluyor.

"Yapılarımızı Korumamız Gerekiyor" "Yapılarımızı Korumamız Gerekiyor"

FOTO: Baumit Türkiye Teknik Müdürü Meltem Bayraktar San

Isı Yalıtımı, Depreme Dayanıklı Binaların Önemli Bir Parçası

Depreme dayanıklı binalar denildiğinde ilk akla gelen unsurlar sağlam temel ve güçlü taşıyıcı sistemler olsa da bina bütünlüğünü koruyan ısı yalıtımı da önemli bir güvenlik unsuru olarak öne çıkıyor. 1-7 Mart Deprem Haftası kapsamında yalıtımın dayanıklı binalar için kritik bir rol oynadığını belirten San, nitelikli ısı yalıtımının sadece enerji verimliliğini artırmakla kalmayıp, bina mukavemetini güçlendirerek deprem anında ve sonrasında yapı güvenliğine katkı sağladığını ifade ediyor.

Türkiye’deki Yapı Stokunun Yüzde 40’ı Yenilenmeli

Deprem riski yüksek bölgelerde yapıların sağlam zemine oturtulması ve zemin etüdü çalışmalarının titizlikle yapılması gerektiğini vurgulayan San, şu bilgileri paylaşıyor:

“İTÜ Vakfı tarafından yapılan araştırmalara göre, Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 43’ü birinci derece, yüzde 30’u ise ikinci derece deprem bölgesinde yaşıyor. Yani nüfusun yüzde 73’ü deprem açısından riskli bölgelerde hayatını sürdürüyor.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de yaklaşık 19 milyon konut bulunuyor. Bunlardan 1999 depreminden sonra yapılan 5 milyon konutun iyi durumda olduğu değerlendiriliyor. Ancak 14 milyon konutun afet riski yönünden incelenmesi gerekiyor. Bakanlık verilerine göre, ülkemizdeki yapı stokunun yaklaşık yüzde 40’ını oluşturan 6-7 milyon konutun yenilenmesi veya güçlendirilmesi gerekiyor.

Depreme dayanıklı binalar inşa etmek, ertelenemez bir zorunluluk. Bu kapsamda binaların mühendislik kurallarına uygun şekilde projelendirilmesi ve inşaat sürecinin denetimli yürütülmesi, depreme karşı güvenliği artıran en önemli unsurlar arasında yer alıyor. Ayrıca bina bütünlüğünü sağlayan nitelikli ısı yalıtımı da bina mukavemetini artırarak yapı güvenliğine ciddi katkıda bulunuyor. Çünkü ısı yalıtımı, ısı hareketlerini ve buhar yoğuşmasını azaltarak yapılarda nem, yoğuşma ve korozyon gibi sorunları önlüyor.”

Isı Yalıtımsız Binalar Zamanla Dayanıklılığını Kaybediyor

Uzun vadede daha sağlıklı ve güvenli yaşam alanları oluşturmak için ısı yalıtımının şart olduğunu ifade eden San, doğru ve kesintisiz uygulanmış nitelikli bir ısı yalıtım sisteminin binanın dayanıklılığını artırdığını belirtiyor.

“Depreme dayanıklı yapıların oluşturulmasında ısı yalıtımının standart hale getirilmesi, gelecekte yaşanabilecek felaketlerin etkisini en aza indirmeye yardımcı olur. Türkiye’de, 2017 yılında yürürlüğe giren Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği kapsamında inşa edilen binalarda ısı yalıtımı zorunlu hale getirildi. Ancak bu tarihten önce inşa edilmiş binalarda yalıtım eksikliği yaygın bir sorun.

Bu noktada, geç olmadan mantolama yaptırmak, binaların ömrünü uzatmaya yardımcı oluyor. Kamu ve özel sektörün iş birliği içinde hareket etmesi ve denetim mekanizmalarının etkin çalışması büyük önem taşıyor. Yapı yönetmeliklerine uyum sağlanması ve binalarda enerji verimliliği sağlayan çözümlerin teşvik edilmesi, hem çevresel hem de ekonomik sürdürülebilirlik açısından kritik bir adım.”