İnşaat ve Malzeme

Deprem Bölgelerinde Doğal Erozyon Kontrolü: Çisem Özkan’dan Tavsiyeler

Erozyon kontrolünde kuraklığa dayanıklı bitkiler ve yapısal peyzaj çözümleri, deprem bölgelerinde hem toprağı hem de altyapıyı koruyor. Süs Bitkileri ve Peyzaj Uzmanı, Çisem Özkan Landscape Design kurucusu Çisem Özkan, konu ile alakalı açıklamalarda bulundu.

Deprem bölgelerinde erozyon, sadece doğal çevreyi değil, aynı zamanda binaları ve altyapıyı da tehdit eden önemli bir sorun. Erozyonla mücadelede etkili yöntemleri Süs Bitkileri ve Peyzaj Uzmanı, Çisem Özkan Landscape Design kurucusu Çisem Özkan ile konuştuk. Özkan, doğal bitkisel çözümlerden yapısal peyzaj yöntemlerine kadar geniş bir yelpazede öneriler sundu.

FOTO: Süs Bitkileri ve Peyzaj Uzmanı, Çisem Özkan Landscape Design kurucusu Çisem Özkan

Erozyon Kontrolünde Bitkisel Çözümler

Süs Bitkileri ve Peyzaj Uzmanı, Çisem Özkan Landscape Design kurucusu Çisem Özkan'a göre, erozyonun önlenmesinde bitki seçimi kritik bir öneme sahip. Özkan, “Deprem bölgelerinde, fazla su istemeyen ve kuraklığa dayanıklı bitkiler tercih etmeliyiz. Bu tür bitkiler, toprağın hafif nemli kalmasını sağlar, böylece toprak sıkılaşır ve akma riski azalır” dedi.

Özkan, dört mevsim yeşil kalabilen çalı formlu veya ağaç formlu bitkilerin bu amaçla ideal olduğunu belirterek, “Toprağın su tutma kapasitesini artıran bu bitkiler, aynı zamanda dışarıdan su kaynağına ihtiyaç duymadıkları için toprağın doğal yapısını bozmadan erozyonu önlüyor. Bu bitkiler, özellikle yumuşak dokulu ve kolayca taşınabilir topraklarda etkili bir koruma sağlıyor." diyerek konuşmasını sürdürdü.

Yapısal Peyzaj Çözümleri

Bitkisel çözümlerin yanı sıra yapısal önlemler de erozyonun kontrolünde önemli bir rol oynuyor. Özkan, bu konuda şu öneride bulundu:

“Erozyon kontrolü için taraçalar oluşturabiliriz. Bu hem toprağın kaymasını önler hem de estetik bir görünüm sunar. Ayrıca, yürüyüş yolları tasarlayıp, bu yolların kenarına ağaç dikmek de etkili bir yöntemdir. Ağaç yolları, toprağı sıkılaştırır ve aynı zamanda doğal bir bariyer oluşturur.”

Yapısal ve bitkisel çözümleri bir arada kullanmanın önemine dikkat çeken Özkan, bu yöntemlerin hem çevresel sürdürülebilirliği sağladığının hem de altyapı ve binaları koruma altına aldığının altını çizdi.

Deprem Bölgeleri İçin Uzun Vadeli Koruma

Erozyon kontrolü, deprem bölgelerindeki güvenliğin artırılması için hayati bir öneme sahip. Özkan, doğal ve yapısal çözümlerin uyum içinde uygulanması gerektiğini vurgulayarak bu yöntemlerin yalnızca toprak kaybını önlemekle kalmayıp, bölgenin çevresel estetiğini de koruduğunu söyledi. Özkan, "Doğru planlama ve sürdürülebilir peyzaj çözümleriyle, deprem bölgelerinde daha dayanıklı altyapılar oluşturmak mümkün. Bu yaklaşımlar, hem çevre dostu bir çözüm sunuyor hem de insanların yaşam alanlarını daha güvenli hale getiriyor." diyerek konuşmasını tamamladı.