ÇATIDER (Çatı Sanayici ve İş Adamları Derneği) Başkan Yardımcısı Yağız Sinan KAYA, sorularımızı yanıtladı. ÇATIDER Başkan Yardımcısı Yağız Sinan Kaya, çatı ve cephe sektörünün 2024 değerlendirmesini yaparken 2025 yılına dair önemli öngörülerde bulundu. Artan maliyetler ve küresel ekonomik belirsizliklere rağmen sektörde sürdürülebilirlik, enerji verimliliği ve yenilikçi malzemelerin ön plana çıkacağını belirten Kaya, şehirleşmenin ve akıllı bina teknolojilerinin de bu dönüşümde etkili olacağını vurguladı.

FOTO: ÇATIDER (Çatı Sanayici ve İş Adamları Derneği) Başkan Yardımcısı Yağız Sinan KAYA

2024 yılını nasıl tamamladınız? 2025 yılından beklentiniz nedir?

2024 yılı, çatı sektörü için artan maliyetler ve dünya genelindeki ekonomik belirsizliklerle dolu zorlu bir dönem olarak geçti. Türk çatı sektörünün performansını değerlendirirken, yıl boyunca sektörü etkileyen birkaç temel faktörün belirleyici olduğunu görüyoruz. Bu yıl, hem zorluklar hem de fırsatlarla dolu bir tablo ortaya çıktı. Özellikle, küresel ekonomik ortam, Türkiye'deki çatı sektörünün gidişatında önemli bir rol oynadı. 2025 yılına yönelik beklentiler arasında sürdürülebilirlik, yenilikçi malzeme kullanımı ve enerji verimliliği ön plana çıkmaktadır. Artan şehirleşme ve inşaat sektöründeki büyüme, çevre dostu çözümlere olan talebi artırmaktadır. Ayrıca, akıllı bina teknolojilerinin çatı yapılarına entegrasyonu ile konforun artırılması ve enerji tasarrufunun sağlanması hedeflenmektedir.

 2025 yılı için sektörde öne çıkan trendler ve yenilikler hakkında ne düşünüyorsunuz?

2025 yılı için Türkiye çatı sektöründe öne çıkan trendler arasında sürdürülebilirlik, yenilikçi malzeme kullanımı ve enerji verimliliği konuları dikkat çekmektedir. Çatı kaplama pazarındaki artan talep, inşaat sektörünün büyümesi ve kentleşmenin hızlanmasıyla desteklenmektedir. Ayrıca, günümüzde çevre dostu ve enerji tasarruflu çözümler sunan malzemeler hem tüketici tercihlerinde hem de sektör standartlarında ön plana çıkmaktadır. Bunların yanı sıra, akıllı bina teknolojilerinin çatı yapılarına entegrasyonu da beklenmektedir. Bu gelişmeler, konforu artırmanın yanı sıra enerji maliyetlerini de düşürmeyi hedeflemektedir.

2025’te konutlara yönelik enerji verimliliğini artırıcı, çatı ve cephe sektörünü bağlayıcı ne gibi yeni yönetmelikler gündemde?

 Yeni düzenlemelerle her yıl ortalama 30 bin binanın Nihai Sıfır Enerji Bina şartlarına uygun inşa edilmesi planlanıyor. Çatı ve cephe sektörlerini kapsayan bu yönetmelikler, enerjinin verimli kullanılması ve güneş enerjisi uygulamalarının artırılmasını amaçlıyor.

Türkiye'deki çatı ve cephe sektörünün dünya genelindeki rekabet gücünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

 Türkiye'deki çatı ve cephe sektörünün küresel bağlamdaki rekabet gücünün değerlendirilmesi, pazar dinamikleri, teknolojik gelişmeler, düzenleyici çerçeveler ve genel ekonomik manzara gibi çeşitli faktörleri kapsayan çok yönlü bir çabadır. Bu sektörü etkili bir şekilde değerlendirmek için, hem mevcut durumu hem de yerel yetenekler ve uluslararası trendlerden etkilenen potansiyel büyüme yörüngelerini dikkate almak gerekir.

"Güçlendirme ile Depreme Dayanıklı Yapılar Mümkün" "Güçlendirme ile Depreme Dayanıklı Yapılar Mümkün"

Uluslararası pazarlarda büyüme hedefleriniz var mı? Varsa bu süreçte hangi stratejileri uyguluyorsunuz?

Uluslararası pazarlarda Türkiye'nin çatı sektörü olarak büyüme hedeflerimiz elbette bulunuyor. Bu doğrultuda, küresel pazara uyum sağlayabilmek için yenilikçi ürünler geliştiriyor, kalite standartlarımızı sürekli yükseltiyoruz. Ayrıca, etkin bir pazar analizine dayanarak farklı bölgelerde stratejik iş ortaklıkları kuruyor ve güçlü bir distribütör ağı oluşturmayı hedefliyoruz. Dijital pazarlama tekniklerini de etkin şekilde kullanarak marka bilinirliğimizi artırmayı ve uluslararası fuarlarda aktif bir rol alarak global ölçekteki varlığımızı güçlendirmeyi amaçlıyoruz.

Çatı ve cephe sektöründe en büyük riskler nelerdir ve bu riskleri minimize etmek için nasıl çözümler geliştiriyorsunuz?

Çatı Sanayi ve İş Adamları Derneği olarak, çatı ve cephe sektöründe karşılaşılan en büyük riskler arasında malzeme kalitesi, iş güvenliği, uygulama hataları ve çevresel etkenler gibi unsurlar öne çıkmaktadır. Malzeme kalitesinde yaşanan yetersizlikler, uzun vadede projelerin dayanıklılığını olumsuz etkileyebilirken; iş güvenliği konusundaki eksiklikler, hem çalışanların sağlığını hem de proje süreçlerini riske atmaktadır. Uygulama sırasında ortaya çıkan teknik hatalar ise yapıların performansını düşürebilmekte ve bakım maliyetlerini artırabilmektedir. Ayrıca, iklim değişikliği ile birlikte artan çevresel zorluklar, sektörün karşılaştığı riskleri daha da çeşitlendirmektedir. Bu riskleri minimize edebilmek adına derneğimiz, çeşitli çözüm stratejileri geliştirmektedir. Öncelikle, sektör standartlarının yükseltilmesine yönelik geniş kapsamlı eğitim programları düzenlenmektedir. Bu sayede hem çalışanların teknik bilgisi artırılmakta hem de iş güvenliği bilinci güçlendirilmektedir. Ayrıca, kaliteli malzeme kullanımını teşvik eden çalışmalar yürütülmekte ve firmaların teknolojiye dayalı, yenilikçi çözümler geliştirmesi desteklenmektedir. Çevresel risklere karşı ise sürdürülebilir malzeme ve tasarım yaklaşımlarının benimsenmesi önerilerek sektörün iklim dostu bir yapıya yönelmesi amaçlanmaktadır. Tüm bu çabalar, sektörde daha güvenli, dayanıklı ve çevreci çözümlerin yaygınlaşmasını sağlamayı hedeflemektedir.

Son olarak eklemek istedikleriniz neler?

ÇATIDER olarak, bahsedilen alanların daha da geliştirilmesi ve etkin bir şekilde takip edilmesi için çalışmalarımızı hızla sürdüreceğiz. Amacımız, kaliteyi artırmak ve sektördeki gelişmeleri yakından izlemektir.

Röportajın Tamamı ST ÇATI CEPHE Dergisinin Şubat Sayısında!

ST ENDÜSTRİ DERGİLERİ

Editör: Merve Kaya