Ağır Sanayi Çözümleri

AKÇA KİMYA 2022'NİN İLK 9 AYINDA VÖK HEDEFİNİN ÜZERİNE ÇIKTI

Akça Kimya, 2022 yılının üçüncü çeyreğinde brüt kar hedefinin yüzde 287 katına ulaştı. 2022 yılının ilk dokuz ayında FAVÖK’de bütçeye oranla yüzde 42 artış gerçekleştiren Akça Kimya, VÖK hedefinin yüzde 87 üzerine çıktı.

Fosfatlar, alkaliler, tuzlar ve asit grupları başta olmak üzere 100’ü aşkın ürün çeşidi ile kozmetik, gıda, hijyen, yem, tarım, kağıt, tekstil, maden, metal, yapı ve boya sektörleri gibi birçok endüstri alanının kimyasal ürün tedarikçisi Akça Kimya, istikrarlı büyümesini sürdürüyor. 2021 yılında 110 milyon TL FAVÖK (Faiz, Amortisman ve Vergi Öncesi Kar) kaydeden Akça Kimya, 2022 yılının ilk dokuz ayında bu rakamın yüzde 42 fazlasını gerçekleştirdi.

AKÇA KİMYA YILIN SON ÇEYREK HEDEFLERİNİ BELİRLEDİ

Akça Kimya Genel Müdürü Alp Sarıcı, yılın ilk dokuz ayını değerlendirirken ilk dokuz ayda büyük bir sıçrama gerçekleştirdiklerini belirterek, “2021'in sonrasında birçok bilinmezin olmasına rağmen, 2022 yılının üçüncü çeyreği sonunda FAVÖK’de yüzde 42; VÖK’de ise yüzde 87 bütçemizin üzerine çıktık. Akça Kimya olarak iyi bir finansal yönetim sergiledik ve uyguladığımız finansal stratejiler sonucunda yıl sonu VÖK (Vergi Öncesi Kâr) hedefimizin iki katına ulaşacağız.” dedi.

Bugün Türkiye’nin her noktasına kimyasal madde gönderebilir hale gelen Akça Kimya’nın Aliağa, Yarımca, İskenderun ve Hadımköy’de antrepoları olduğunu belirten Sarıcı, “Akça Kimya, halihazırda İzmit-Yarımca’da kuru kimyasallar için 4 bin metrekarelik antrepoya sahip. Sıvı kimyasallar için de 40 bin metreküp kapasiteli 21 antrepo tankı işletmekteyiz. Yanı sıra tesisimizin kendine özel limanı var ve sıvı yük gemilerinin tahliye işlemleri için kullanılabiliyor. Bu kapsamda gemi bazında yüksek miktarlardaki ürünlerin getirilmesi ve depolanmasına olanak sağlanıyor.” şeklinde konuştu.

İş geliştirme faaliyetleri üzerinde yoğunlaşarak yeni ürünler geliştirmeye çalıştıklarını ve faaliyet göstermedikleri sektörleri mercek altına aldıklarını belirten Alp Sarıcı, ihracat lojistik alt yapısını büyütmeyi planladıklarını dile getirdi. Bu sayede stoksuz çalışmayı tercih eden ve ithalat zorluğu yaşayan üretici firmalara; satın alma gücü, güçlü finansal yapısı, geniş ürün portföyü ve yüksek stoklama kapasitesi ile üretim sektörünün dalgalanmalarından etkilenmeyecekleri bir yapı kurmakta olduklarını vurguladı.

"KİMYA SEKTÖRÜ SON 7 AYDIR LOKOMOTİF SEKTÖR"

Kimya sektörünün durumuna ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Sarıcı, “Türkiye’de kimya sektöründe faaliyet gösteren yaklaşık 6 bin 500 adet firma bulunuyor. Sektörün genel durumu ise dönemden döneme değişiklik göstermekte. Küresel pazarda tedarik zincirinde yaşanan navlun fiyatlarının normale dönüşü, küresel resesyon ile taleplerdeki düşüşler ve kimyasal malzemelerde son çeyrekte geriye gidiş bekliyoruz. Yılın ilk üç çeyreğindeki kazanımların kısmen geri verildiği bir çeyrek ile kimya sektörünün yıllık miktar bazında büyümesini yaklaşık yüzde 5-7 oranında öngörmekteyiz. Yılın ikinci yarısında gerçekleşen geri gelmelere rağmen ihracatta kimya sektörü son 7 aydır lokomotif sektör konumunda. Dış pazarlarda yaşanan gelişmeler ile ihracat, kimya sektörü için adeta bir güvenlik valfi görevi görüyor. Ukrayna-Rusya savaşı ile başlayan enerji krizi sonrası özellikle enerji yoğun ürünlerde Türkiye’nin önü daha fazla açıldı ve üretimin kısmen kapandığı Avrupa’ya ihracat olanakları giderek artış gösterdi. Bunun yanı sıra, ülkemizde ithalat ağırlıklı olan kimya sektöründe, gümrükleme işlemlerinde özellikle gıda ve tarım mallarında mevzuatın yorucu ve çok fazla prosedür gerektirmesi ürünlerin pazara aktarılması konusunda gecikmelere sebebiyet veriyor. Gümrükleme faaliyetlerinin hızlandırılmasının ve elektronik ortamda hızlı bir şekilde çözülebilmesinin tüm sektöre ivme kazandıracağı görüşündeyim” şeklinde konuştu.

"KİMYA ENDÜSTRİSİ ÜÇÜNCÜ ÇEYREKTE 25.6 MİLYAR İHRACATLA TAMAMLADI"

Sarıcı, kimya sektöründeki ana hammaddelerde maalesef dışarı bağımlı olan Türkiye’nin ihracatta başarısını devam ettirebilmek için markalaşmak, daha fazla katma değerli ürünler üretmek, süratli ve çevik yapısını korumak zorunda olduğunu ifade ederken, “2022 yılının üçüncü çeyreğini 25.6 Milyar USD ihracat ile tamamlayan kimya endüstrisi aynı zamanda diğer sektörlere verdiği (otomotiv, refrakter, kozmetik, yapı malzemeleri, tarım, gıda vs.) destek ile bu sektörlerin de ihracatına dolaylı yoldan katkı sağamakta. Jeopolitik açıdan önemi, AB’ye tır ve gemiler ile kısa transit sürelerinde ulaşabiliyor olması ve Asya ile Avrupa arasında gerçek bir lojistik köprüsü olma özelliği, Türkiye’yi bir ihracat ara lojistik merkezi konuma getirmekte. Elindeki mevcut pozisyonu çok iyi bir şekilde kullanan Türkiye, kimya alanındaki ihracatını başarılı bir şekilde artırmaya devam ediyor” değerlendirmesinde bulundu.

2022 yılının ikinci yarısından bu yana hammadde pazarının belirsizliklerle dolu olduğuna dikkat çeken Sarıcı, “Birinci yarı yılın aksine küresel pazarda global resesyon beklentisi ile petrol ve emtia fiyatlarında bir düşüş öngörmekteyiz. Uzak Doğu’da pandemi süreci ile ilgili tekrardan kapanmalar ile tedarik zincirlerinde kırılmalar bekleniyor. Ayrıca yaşanan küresel resesyon ile bazı hammaddelerde talep düşüklüğü bir taraftan fiyatları aşağıya çekerken, aynı zamanda karlılığın düşmesi ile özellikle Batılı üreticilerin bazı enerji yoğun ürünlerde geçici olarak üretimi durdurması tekrardan tedarik sıkıntısı ve fiyat artışlarına sebep olacaktır diye düşünmekteyiz” dedi.