Söyleşi : Merve Kaya
Foto: SÜSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Savaş Akcan
Dünyada yeşile dönüşümün başlamasıyla birlikte sektöre olan ilginin arttığını ve karbon emisyon oranlarının azaltılması ile ilgili birçok ülkenin yeşil alanlarını çoğaltma yoluna gittiğini söyleyen SÜSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Savaş Akcan ile 2024 gündemlerini, Türkiye’de ve dünyada süs bitkileri sektörünü konuştuk.
SÜSBİR 2024 yılına nasıl bakıyor? Geçtiğimiz döneme kıyasla bu dönemde ne değişti? Geçtiğimiz dönem süs bitkileri üretimi ne durumdaydı, bu dönem ne durumda ve bir sonraki dönem için öngörünüz nedir?
2024 yılında üretimin artmasını bekliyoruz. Yerel seçimler sebebiyle süs bitkisi talebi artacağından üretimin de paralel olarak artacağını düşünüyoruz. Son yıllarda ihracat ivmemizin artmasıyla ihracatçı bir sektör konumuna geldik. Ancak 2023 yılında, bir önceki yıla göre ihracatımız azalırken ithalatımızın arttığını gördük. SÜSBİR olarak bunun nedenini ortaya koymak ve çözümü ile ilgili öneriler sunmak adına bölgelerde ‘Süs Bitkilerinde Maliyet ve Uluslararası Rekabet ’konusunda toplantılar gerçekleştirdik. Bu duruma dikkat çekmek ve üyelerimizle ihracatı dolayısıyla üretimi arttırmaya yönelik neler yapabileceğimizi konuştuk. Bu farkındalıkla 2024 yılında üretimin artacağına inanıyoruz.
Diğer yıllara göre bu yıl sektöre olan ilgi ne durumda?
Dünyada yeşile dönüşümün başlamasıyla birlikte sektöre olan ilgi de arttı. Özellikle karbon emisyon oranlarının azaltılması ile ilgili ülkeler yeşil alanlarını çoğaltma yoluna gidiyor. Bu da hem dünyada hem de ülkemizde süs bitkilerine olan ilginin artmasını sağlar.
İhracat konusunda süs bitkileri sektörü olarak ne durumdayız, ihracatı artırmak için ne yapılabilir, İhracat rakamları ve sektör ekonomiye katkı sağlıyor mu?
2023 yılında ihracatımız 113 milyon dolarken ithalatımız 63 milyon dolar oldu. 2018’den itibaren ihracatçı konuma geçen sektörümüz, ithalatını da azalan bir ivmede tutuyordu. Ancak 2023 yılında ithalatımız bir önceki yıla göre yüzde 30 oranında arttı, ihracatımız ise yalnızca %5 oranında arttı. Buradan yola çıkarak iç piyasaya da baktığımızda, üretimin azaldığı sonucuna ulaşıyoruz. Kaliteli ve standart üretim konusunda sektörümüz çok yol aldı. Avrupa’ya ihracatımız her geçen gün artıyor. Ancak ihracatın önünde mevzuatla ilgili bazı engeller var. Özellikle süs bitkisi olarak kullanılacak meyve ağaçlarının ihracatının yasaklanması ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu üçüncü ülkelerden AB’ye girişi yasaklanan 35 bitki ile ilgili ihracat sorunları yaşıyoruz. Meyve ağaçlarını ihraç edemememiz yüklü alım yapacak ülkelerde sipariş listelerinde bulunan az sayıda meyve ağacını gönderemediğimiz için tüm siparişin iptaline sebep oluyor ve bu durum ülkemize ciddi anlamda döviz kaybettiriyor.
Bununla ilgili T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı nezdinde çalışmalarımız devam ediyor. AB’ye ihracatı yasak olan bitkilerle ilgili de yine Bakanlıkla çalışmalarımız devam ediyor. Daha önce 35 yasaklı bitkininin bulunduğu listedeki 6 adet bitki için savunma dosyası çalışmaları yaptık ve o bitkilerin 4 ünün ihracatı serbest bırakıldı. Yakın zamanda diğer 2 bitkinin de ihracatı belirlenen şartlarda serbest bırakılacak. Yine ihracatı çok olan bitkilerle ilgili, AB Komisyonuna sunulacak savunma dosyalarının hazırlanması ve belirli şartlarla bu bitkilerin gönderilmesine ilişkin girişimlerimiz devam ediyor.
Bu sorunların çözümüyle birlikte yüzünü ihracata dönen sektörümüzün, Dünya pazarında daha fazla yer bulacağına ve ülkemize ekonomik anlamda daha fazla katkı sağlayacağına eminiz.
Yeni inşaat projelerinde ve yaşam alanlarındaki peyzaj çalışmalarında 2024 yılındaki trendler neler?
Türkiye’nin yeşil mutabakata taraf olmasıyla birlikte sürdürülebilir bir çevre oluşturulması anlayışı paralel olarak ilerliyor ve sektör de bundan payını alacak gibi görünüyor. Bu bağlamda üretimde ve uygulamada sürdürülebilirlik temalı trendler ön plana çıkıyor. Teknolojinin de bu yönde geliştiğini düşünecek olursak su döngüsünü sağlayan sistemler, akıllı saksı uygulamaları, daha az atıkla üretim, iklim değişikliklerinin dengeleyecek üretim tesislerinin kurulumu gibi birçok alanda sürdürülebilirlik ön planda olacak.
Küreselde yeşile dönüşle birlikte insanlar yaşam alanlarında bitkiyi daha çok kullanır oldular. Bu durum, yeni trendlerde yaşam alanlarında daha çok bitki kullanılan, teras bahçeleri, yeşil çatılar, yeşil duvarlar, dikey bahçeler gibi kullanımları ön plana çıkaracak gibi duruyor.
Peyzaj projelerinde başarılı olmak için nasıl bir yol izlenebilir?
Süs bitkileri sektörü açısından bakacak olursak, peyzaj projelerinde iklim özelliklerine uygun, üretimde olan bitkilerin kullanımı projelerin uygulanabilirliğini önemli ölçüde etkiliyor. Özellikle ithalatı azaltma hedefimize yönelik olarak, üreticilerimizin elinde olan ürünlerle proje yapılmasını biz çok önemsiyoruz. SÜSBİR olarak 2017 yılında hayata geçirdiğimiz SÜSBİR Portal bu amaca da hizmet ediyor. SÜSBİR Portala üreticilerimiz, özellikleri ve stoklarıyla birlikte ürünlerini yüklüyorlar. Bu sayede hem kendi ticaretlerine katkı sağlıyorlar hem de aslında orada bir ülke kataloğu oluşuyor. Proje firmaları da SÜSBİR Portal’a kayıt yaptırarak giriş yapabilir ve aslında hangi bölgede hangi ürünler üretiliyor bunları görüp projelerini buna göre şekillendirebilir. Böylece uygulanabilirliği yüksek projeler ortaya çıkar ve projelerin başarısı artar.
SÜSBİR, 2024 yılında hangi planları uygulamaya alacak?
2024 yılında planımız daha önce de bahsettiğim, mevzuatla ilgili sorunları çözüme ulaştırmak. Ticareti doğrudan etkileyen bu sorunların çözümü için Bakanlıkla çalışmalarımız devam ediyor.
Bunun yanı sıra yine ihracata yönelik Sakarya Ticaret Odası ile birlikte yürüttüğümüz UR-GE projemizi hayata geçiriyoruz. T.C. Ticaret Bakanlığı tarafından yüzde 75 oranında desteklenen, üyelerimizin ihracat yapmasına katkı sağlayacak projemiz, yaklaşık 20 firmamız ile 2024 yılı içerisinde başlayacak.
Dünyadaki süs bitkileri sektöründe mevcut durum nedir?
Dünyada süs bitkileri ihracatında ilk 5 ülke Hollanda, Almanya, İtalya, İspanya ve Belçika’dır. Bu 5 ülke dünya süs bitkileri ihracatının yüzde 70’ini oluşturuyor. Türkiye ise dünya canlı bitkiler ihracatında 16. sırada.
Dünya’da AB ülkelerinin kendi arasındaki ticareti artarak devam ediyor. Üçüncü ülkelere uygulanan karantina önlemlerinin artmasıyla, AB ticareti kendi içerisinde sürdürme politikası izliyor. Yaşanan savaşlar sonucu ortaya çıkan politik ayrılıklar her sektörü olduğu gibi bizi de etkiledi. Ülkeler politik görüşlerinin farklılaştığı ülkelerle ticareti zorlaştırma yoluna gidiyor ve karantina önlemlerini arttırarak dış ticareti zorlaştırıyor. Özellikle Rusya’ya bitki ihracatında AB ülkeleri tarafından uygulanan ciddi kısıtlar söz konusu.
Bu durum Türkiye için bir fırsat oldu hem Rusya’ya ihracatımız hızlandı hem de transit geçişlerde Türkiye bir köprü durumuna geldi.
Bununla birlikte Türkiye, bulunduğu konum itibariyle Körfez ülkelerine ihracatını her geçen gün arttırmaya devam ediyor.
Bir yandan da AB’ye yakınlığı sebebiyle lojistik avantaja sahip Arnavutluk gibi ülkeler üretim üssü olma yolunda ilerliyor. Düşük maliyetlerle yapılan üretimler lojistik avantajla birlikte uygun fiyata piyasaya giriyor. Bu durum ülkemizde de üretim maliyetinin artması sebebiyle firmaların bu ülkelerden ithalat yoluna gitmesinin önünü açıyor.
Tüm küresel ekonomik ve siyasal krizlere rağmen dünya ölçeğinde de süs bitkileri üretiminde bir yükselme trendi söz konusu. Bu durumun asıl sebebi de yeşile dönüş ve karbon emisyon oranlarının düşürülmesi ile ilgili farkındalığın günden güne artması.
Türkiye’de süs bitkileri üretimi ne durumda? Ülkenin ihtiyacını karşılıyor mu?
Sektörümüz bugün 58 bin dekar alanda 2 milyar adet süs bitkisi üretimi yapıyor. Verilerin derlenmeye başladığı 2002 yılından bu yana üretim alanlarımız 2,5 kat artmış durumda. Özellikle üretimde kalitenin son yıllarda artmış olması, standart ve devamlılığı olan ürünler yetiştirilmesi, üretimde ülkemizin belli bir seviyeye geldiğini gösteriyor.
Sektörün sorunları nedir? Bu sorunlara çözüm önerileriniz var mı?
Sektörümüzün önemli sorunlarından biri nitelikli ve uzun dönemli arazi sorunu. Süs bitkileri üretimi şu anda kısa dönemli kiralık ve parçalı alanlarda yapılıyor. Üretimin, özellikle ağaç üretiminin uzun zaman almasından dolayı sektörümüzün 10 yıl ve üzeri kiralık alanlara ihtiyacı var. Üretim alanlarının yerleşim yerleri içinde kalması ve parçalanması sebebiyle de arazi ihtiyacı artmış durumda. Yaptığımız lobi faaliyetleri sonucu 24 Mayıs 2017’de 30075 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan ‘Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’ ile hazine arazilerinin sektöre uzun dönemli kiralanmasının önü açıldı. Ancak kiralamaya açılan alanlar süs bitkileri üretimine uygun olmayan araziler olması sebebiyle sektörümüz adına çok fazla kiralama yapılamadı. Arazi sorunu her zaman gündemimizle konuyla ilgili girişimlerimiz devam ediyor.
Az önce de bahsettiğim gibi, ihracatımızı büyük oranda etkileyen Meyve Ağaçlarının ihraç edilememesi, gündemimizde olan bir diğer sorunumuz. Meyve fidanı olarak ömrünü tamamlamış, peyzaj amaçlı kullanılmak üzere talep edilen yaşlı meyve ağaçlarının ihracatı yasak. Özellikle büyük projelerde süs bitkilerinin yanında birkaç tür meyve ağacı da alıcıların listelerinde yer alıyor. Ancak biz bu yasaktan dolayı meyve ağacı ihracatı yapamadığımız için listenin tamamı alıcı tarafından iptal ediliyor ve ülkemiz büyük döviz kaybına uğruyor. Bir sipariş listesinde az miktardaki meyve ağacını gönderemediğimiz için alıcılar tüm listeyi temin edebileceği İtalya, İspanya gibi ülkelerden alım yapıyor. Bu konu ile ilgili Bakanlık nezdinde görüşmelerimiz devam ediyor. En kısa zamanda konunun çözüme ulaşmasını bekliyoruz.